Kazakistan’da akdedilen “Günümüz Dünyasında İslam: Gelişmesi ve Geleceği” başlıklı sempozyumun bildiri kitabı yayınlandı (Almatı 2012). Fakir de düzenleyici kurumlardan biri olan al-Farabi Üniversitesi’nin adına hürmeten “Farabi ve Demokrasi” başlıklı bir bildiri sunmuş idi. Kazakça-Türkçe karşılıklı olarak basılan bildiri kitabının 228-245. sayfalarında yer alan bildiriden tadımlık bir kaç fasılilhanhoca020 aktarıyoruz:

“Farabi’nin felsefesinde el-Medînetü’l-cemâ‘iyye terimiyle anılan demokrasi, erdemli olmayan politik rejimler arasında yer alır. Filozofun demokrasiye bakışını ele alırken ne Farabi çağını ne de günümüzü referans almamız mümkündür. Çünkü ortaçağ İslam toplumlarında Farabi’nin sözünü ettiği anlamda bir demokrasi geleneği var olmadığı gibi filozofumuzun el-Medînetü’l-cemâ‘iyye’si ile günümüz demokrasi anlayışları arasında mukayese yapmak oldukça zordur. Dolayısıyla Otrar’lı filozofun demokrasi değerlendirmesi tarihsel ve tecrübî bir arka plandan mahrum olduğu gibi onun bu rejim ile ilgili kavramsal analizi günümüz demokrasi anlayışları ışığında sadece eşitlik, özgürlük gibi kavramların tarihsel dönüşüme direnen bazı kalıcı yönleri açısından değerlendirmeye tabi tutulabilir.”

“Acaba biraz felsefe yapmak adına Farabi metni ile yepyeni bir diyalojik okumaya girişmek ve demokrasiye getirilen çağdaş tanımları dikkate alarak filozofun ortaya koyduğu erdemli toplum-demokratik toplum tezadını erdemli demokratik toplum kavramı lehine aşmak mümkün değil midir? Bu sorunun, erdemi kendi siyaset geleneklerine hayat veren ilkeler olarak gören ve bu ilkeleri de sosyo-kültürel boyutlarıyla Türk ve Müslüman kültür kodları içinde tanımlayan çağdaş Müslüman toplumlar için bütünüyle anlamsız olmadığı kanısındayız. Ancak peşi sıra gelen yakıcı soru şudur: Erdemli bir hayata demokratik bir boyut katmak mümkün ve gerekli midir?”

“Farabi ile birlikte kabul etmek gerekirse burada sözü edilen daha iyi ve en iyi nitelemeleri bizatihi erdem kavramıyla özdeşleşen niteliklerdir. Bu durumda bir yirmibirinci yüzyılın Farabi’si hayal ettiğimizde, onun erdemli demokratik toplum idealini makul göreceğini, erdemliliği öz, demokrasiyi biçim olarak değerlendireceğini ileri sürebiliriz. Eğer onuncu yüzyılın Farabi’si için açıkça erdemli ya da erdemsiz olarak tasnif edilebilecek çok çeşitli dünya görüşlerinin iç içe yaşadığı bir demokratik toplumdan söz ediyor isek, erdemin safında yer alanlara kendisini ifade imkânı verdiği için demokrasinin bizatihi kendisi, yirmibirinci yüzyılın Farabi’sine göre yine nisbî bir erdeme sahip görünecektir.”

Share →

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir