GazaliSempozyumuVefatının 900. yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, İSAV ve Ümraniye Belediyesi ile işbirliği yaparak Uluslararası bir Gazzali sempozyumu düzenlemişti. Sempozyum 7-9 Ekim 2011 tarihleri arasında idi ve başarıyla akdedildi. Bu sempozyumun bildiri metinleri bin sayfaya yaklaşan kalın bir cilt halinde neşredilmiş bulunuyor (İstanbul: MÜ. İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınevi 2012). İlhan Kutluer bu sempozyuma “Felsefe ile Tasavvuf Arasında: Gazzâlî’nin Mişkâtü’l-envâr’ında Entelektüel Perspektifler” başlıklı bildirisiyle katılmıştı. Bildiri metni anılan sempozyum kitabının 507-533. sayfaları arasında okunabilir. Kutluer kitapta bildiri özetini şu satırlarla takdim ediyor: “Gazzâlî Mişkâtü’l-envâr’ını her halde “felsefe” kitaplarına bir yenisini eklemek için yazmamış ancak bu eserinde İslâm felsefe geleneği bakımından anlamlı sayılabilecek bir kavramsal sistem ortaya koymuştur. Onun bu eserinde en-Nûr terimini eksene alarak temellendirmeye çalıştığı metafizik kozmoloji, epistemolojik tazammunlarıyla birlikte İbn Sînâ felsefesiyle karşılaştırılabilecek ana fikirler ihtiva eder.  Bunun yanı sıra eserdeki yönlendirici perspektiflerin kendisinden sonraki İşrâk metafiziğini de derinden etkilediği anlaşılmaktadır. Eserin “Bilgi nurdur” ilkesini benimsemiş olan ve husûlî bilgiden ziyade huzûrî bilgiyi esas alan tasavvuf geleneği bakımından da ilgi çekmesi mukadderdi. Nitekim Mişkât , yazarının mutasavvıf kişiliğiyle de desteklenen epistemolojik boyutlarıyla bir tasavvuf klasiği olarak algılanmıştır. Bu bildiri Gazzâlî’nin entelektüel şahsiyetinde belirleyici olmuş felsefî ve tasavvufî perspektiflerin Mişkâtü’l-envâr’da nasıl eklemlendiğini belirlemek ve dolayısıyla İhyâ’dan sonra kaleme alınmış bu eserin, düşürümüzün entelektüel projesinde nereye oturduğunu tespit etmek amacındadır.” Yazara göre Gazzali bir Nur Metafiziği’nin temel esaslarını bu eserinde ortaya koymaya çalışmış ve bunu yaparken fikrinin pencerelerini felsefî metafiziğin ilhamlarına katiyen kapatmamıştır. Çünkü eserdeki İbn Sinacı kavramsal şema bir hayli belirgindir. Şu var ki Gazzali, İbn Sina’dan farklı olarak ontolojisinin temeline vahdet-i vücutçu “Lâ mevcûde illa Hû” (O’ndan başka varlık yoktur) ilkesini koymaktadır.

 

Share →

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir